İstanbul 'un en güzel simgelerinden biri. İçi de dışı da ayrı güzel. Her açıdan fotoğraflanmak istenilesi yapı. Ve evimin bir çok objesi. Evlenme teklifi için iki ideal mekandan biri...
Gece ayrıca görülmesi gerekir. Sunduğu İstanbul manzarası doyumluktur. Eğer kamondo merdivelerini gezdiyseniz tabela sizi Karaköy gezisi yarım kalmasın diye Galata Kulesi' ne de çıkaracaktır.
Yavaş yavaş adımlayın ne de olsa Karaköy'ün eski binaları da fotoğraflıktır.
Civardaki dükkanlar da hem turistik hemde seyirlik...
Eğer tarihi hakkında bilgi almak isterseniz büyükşehir belediyesinin internet sitesinde aşağıdaki bilgiler yazıyor. Altta da içinde Galata Kulesi geçen bir klip sizi bekliyor...
Galata Kulesi’nin ne zaman yapıldığı hakkında kesin bir bilgi olmamakla birlikte, Kule’nin İsa’dan sonra 507 yılında imparator Iustinianos zamanında inşa edildiği idda edilmektedir. Aynı zamanda Cenevizliler tarafından İsa Kulesi, Bizanslılar tarafından Büyük Kule olarak anılan yapıya, günümüzdekine yakın şeklini, 1348 yılında Cenevizliler vermiştir. 1509 depreminde büyük zarar gören Kule, devrin ünlü Osmanlı mimarı Hayrettin tarafından onarılmıştır. Ayrıca; Kule, Kanuni Dönemi’nde Kasımpaşa Tersanesi’nde çalıştırılan mahkûm işçiler için hapishane olarak da kullanılmıştır.16 yy.ın sonlarında ise; müneccimbaşısı Takıyeddin Efendi, Kule’nin tepesine bir rasathane kurmuştur. Bir dönem bu şekilde kullanılan Galata Kulesi, 3. Murat tarafından kapatılır ve Kule tekrardan hapishaneye dönüştürülür.
4. Murat zamanında 1638 yılında; Hezarfen Ahmet Çelebi, kollarına kanat takarak, Galata Kulesi’nden Üsküdar’a o meşhur uçuşunu gerçekleştirir. 17 yy.a doğru mehterhane takımına ev sahipliği de yapan Kule; 1717den sonra artan İstanbul yangınlarıyla baş edebilmek için yangın gözetleme kulesi olarak da kullanılmıştır. Ama ne yazıktır ki Kule 1794 senesi kendisi de yanmaktan kurtulamamıştır.
Üçüncü Selim zamanında; Galata Kulesi onartıldıktan sonra, Kule’nin üst katına bir cumba eklenir.1831’de kule bir yangın daha geçirir. Bu sefer 2. Mahmut; Kule’nin üzerine iki kat daha çıkar ve külah biçiminde olan ünlü dam örtüsüyle Kule’nin tepesi kapatılır. O dönem onarımla alakalı olarak, Pertev Paşa’nın bir de yazıtı Kule’ye yerleştirilir. 1875 yılında kuvvetli bir fırtınadan sonra, Kule’nin tepesindeki külahımsı çatı uçar ve daha sonra 1960 yılında tekrardan onartılır. Günümüzde, Kule özel bir şirket tarafından sadece turistik amaçlı işletilmektedir. 7 katı asansörle, 2 katı da yürüyerek çıkıp, Kule’nin en üst katındaki restoranın içinden geçtikten sonra, Kule’yi çepeçevre saran balkona ulaşılır. Bu balkonun sunduğu İstanbul ve Boğaziçi zarafetine doyum olmuyor.
Günümüzde Galata Kulesi’nin yüksekliği 66,90 metre, dış çapı 16.45 metre, iç çapı ise 8.95 metredir. Duvar kalınlığı da 3.75 metre civarındadır.
1 yorum :
gezdiğin gördüğün yerleri bu denli içtenlikle ve keyifle anlattıkça sen ben hepsine bir çırpıda gitmek istiyorum.gezmeyi tarihi seven,sevdiğini kelimelere çok güzel dizeleyen ve keyifli anlatımlarınla insana şevk veren birisin.gezilerin eksik olmasın.eksik olmasın ki bizde gezemesek bile senin paylaşımlarınla oraya gidip gelmiş gibi hissedelim ve yüzümüzde tatlı bir gülümseme oluşabilsin.ayaklarına vaktine kalemine sağlık Hülyacım...
Yorum Gönder